UYDU TEKNOLOJİLERİ: UZAYDA GÜNEŞ PANELLERİ, AIRBUS, SPACEX, ASELSAN, ROKETSAN,TUSAŞ,TÜBİTAK UZAY
- Esra Özgüven
- 8 Oca 2021
- 10 dakikada okunur
Yine uzun soluklu bir yazı oldu ve diğer yazı taslaklarımın önüne gündemde dün fırlattığımız uydu olması sebebiyle bu yazım geçti. Keyifli okumalar ve sağlıklı günler dilerim.

Uydu fırlatmak masraflı bir iş, Taşıyıcı roketin maliyeti de 100 milyon eurodan başlıyor. Ancak uyduya para harcamaya değer çünkü navigasyonsuz, ATMsiz, hava durumu tahminlerinin doğru çıkamadığı ve çoğu televizyon kanalının seyredilemediği bir dünyayı kimse istemezdi. Öyle olmasın diye 1200’den fazla uydu dünyanın çevresinde dönüyor.
7-9 Ocaksa Uydu Teknolojileri Haftası. Uydular uzunca bir süredir hayatımızın arka planda bir parçası, günden güne daha fazla alanda kendine yer buluyor. Bu cihazların kullanımı elbette ki yıllardır olduğu gibi TV tarafında da kullanılmaya devam ediliyor(4K teknolojisine geçiş). Diğer taraftan hepimizin cebinde bulunan akıllı telefonlar da GPS uydularından faydalanarak konumunu bulabiliyor. Uydular, internet altyapısı bulunmayan bölgelere de daha az düşük maliyetle internetin taşınmasını sağlıyor. Çevresel gözlemde büyük rol oynayan uydular, son dönemlerde uzay gözlemlerinde de ufkumuzun genişlemesini sağlıyor.
Türkiye'nin, 3'ü (TÜRKSAT 3A, TÜRKSAT 4A, TÜRKSAT 4B) haberleşme, 2'si (GÖKTÜRK-2 ve RASAT) gözlem olmak üzere aktif 5 uydusu bulunuyor. Daha önce uzaya gönderilen 3 haberleşme uydusu (TÜRKSAT 1B, TÜRKSAT 1C, TÜRKSAT 2A) ile BİLSAT isimli 1 gözlem uydusu ise ömrünü tamamlamış durumda.

TÜRKSAT 5A uydusu Türkiye'nin aktif uydu filosundaki 4'üncü haberleşme uydusu olacak. Türkiye'nin aktif uydu filosunda halen 3 haberleşme, 3 gözlem uydusu bulunuyor. Türkiye'nin ilk uydusu 10 Ağustos 1994'te fırlatıldı ve 12 yıl hizmet verdi. TÜRKSAT 3A 2008, TÜRKSAT 4A ise 2014 yılında uzaya fırlatılmıştı. TÜRKSAT 2A ise 2001 de fırlatılmış, görev süresini 27 Eylül 2016 tarihinde tamamlamıştı. Uydu teknolojileri alanındaki yatırımlarını sürdüren Türkiye, TÜRKSAT 5B haberleşme uydusunu ise Haziran 2021'de fırlatılması planlıyor. USET'te üretilecek TÜRKSAT 6A haberleşme uydusunun da 2022'nin ilk aylarında uzaya fırlatılması hedefleniyor.
TÜRKSAT 5A Airbus D&S tarafından yapıldı, dün Falcon 9 roketiyle ABD/Florida eyaletinde bulunan Cape Canaveral üssünden SpaceX tarafından uzaya gönderildi. (Dünden bir diğer haberde dün SpaceX ve TESLA'nın CEO'su Elon Musk'ın dünyanın en zengin insanına dönüşmesi)
TÜRKSAT 5A'nın Türkiye saatiyle 4.28 olarak açıklanan fırlatmasının hava koşulları nedeniyle 5.15'te yapıldı. Uydu fırlatılmasından 35 dakika sonra ilk sinyal alındı. Uydumuz, yolculuğuna devam ediyor. Bu yolculuk 4 ay sürecek çünkü uydu 36000 km ye çıkacak, ve sonrasında testleri yapılacak ve uydu faaliyete alınacak.
36000 km yüksekte olmanın tehlikeli yönleri var, o yüzden uyduların böyle gönderilmesi ve yer tutulması önemli çünkü interferance (Türkçe: parazit,engel) denilen uyduların birbirini etkilemesi söz konusu. Öyle çok sayıda 36000 km ye uydu gönderemiyorsunuz, gönderirseniz sinyaller birbirini etkilemeye başladığı için ülkeler arasında anlaşmazlıklar çıkıyor. Bundan kaçınabilmek için, coğrafyamızın stratejik önemli olduğu gibi, üç kıtanın ortasında bulunması, bunun izdüşümünde uzayda da böyle bir konumun tutulması bu bakımdan önemli. Şu anda o irtifada Amerika’nın üstünde epeyce bir uydu var, bunların sinyalleri zaman zaman birbirini etkileyebiliyor.
Canlı yayında, 250 km civarında yörüngeye oturtuldu. 250 km çok alçak bir yörünge ISS (International Space Station-Uluslararası Uzay İstasyonu) bile ondan iki kat yukarıda. Daha sonra uydunun üzerindeki çok güçlü olmayan iyon motorları, elektrikli ateşleme mekanizmaları var ama az bir güç veriyorlar, ama belli bir süreliğine(120-130 gün) stratejik yüksekliğe ulaşması için yeterli olabiliyor. Dünyanın etrafında yavaş yavaş dönerek yükselerek bu 4 aylık süre içinde 36000 kilometreye kadar yükselecek ve oradaki yörüngesinde, Türkiye’nin üzerinde konumuna yerleşecek.

250 km civarındaki yükseklikte Falcon 9 un önündeki kapsülden ayrıldıktan sonra olacaklarsa: üzerindeki mekanik kısımları açılmasıyla, güneş panelleri açılacak, kendi konumunu tespit edecek, güneşsin yerini tespit edecek ve sonrasında paneller elektrik enerjisi üretmeye başlayacak böylece diğer elektronik aksamın çalışabilmesi için gerekli gücü sağlamaya başlayacak. Uydu 12 KW dan fazla güç sağlayan iki tane açılabilir güneş paneliyle donatıldı Uyduların çoğu bu büyüklükte değil, çok küçük uydular olduğu gibi yörüngemizdeki en büyük ve kütlesel olarak en ağır uydu içinde 2000 yılından beri kesintisiz insan barındıran Uluslararası Uzay İstasyonudur ve futbol sahasından daha büyüktür. Bizim haberleşme uydumuz TURKSAT 5A ise 36000 kilometrelik irtifada epeyce büyük yapısıyla üç kıtaya başta Türkiye olmak üzere Ortadoğu, Afrika, Avrupa ve Asya’ya hizmet verebilir durumda olacak.*(Barış Özcan, Canlı Yayın)
Burada değinmeden geçmek istemediğim bir noktada Uzay çağının başlamasının diğer teknolojileri de iyi yönde etkilemesidir. Uzay yarışı, modern silikon güneş panellerinin gelişimini de gerçekten körükledi. Pilleri uzaya taşımak gerçekten pahalıdır ve güneş panellerini doğrudan uzayda kullanarak elektrik üretebildiğimiz için bu çok daha ekonomik bir hale gelir.
Uzayda güneş panellerinin ilk kullanımı 1958 yılında Vanguard1 idi. Vanguard 1’den sonra birçok gelişme oldu ve birçok yeni uydu güneş panellerini kullanmaya başladı. Örneğin Explorer 6, Telstar, Skylab.

Vanguard 1, Explorer 6, Telstar, Skylab.
Uzay uygulamaları düşünüldüğünde o zamanlarda oldukça pahalı olan güneş panellerinin fiyatı önemli değildi, daha önemli olan onları daha verimli hale getirmekti ve güneş panellerinin gelişiminde işte bu yüzden, uzay yarışı büyük bir yer tutar. Verimlilik nedeniyle silikon bazlı panellerden uzaklaşıldı ve bunun yerine galyum arsenit bazlı güneş paneli teknolojisi kullanıldı.
1962'de uzaydan iletilen ilk telefon görüşmesini sağlayan Telstar iletişim uydusu, 1967'de güneş pilleri ile çalıştırılan ilk insanlı uzay aracı Soyuz 1, Salyut 1, 1971'de herhangi bir türde ilk uzay istasyonu ve Skylab, 1973'te ilk Amerikan uzay istasyonu gibi başarılar hep güneş pillerinde daha yüksek verimliliklerin geliştirilmesinin bir sonucudur.
Haberleşme uydusu nedir, gözlem uydusu nedir?
Yer gözlem uydusu Dünya yörüngesinden gözlem yapmak için özel olarak tasarlanmış casus uydu(savaşlar vb. askeri amaçlar için kullanılan) benzeri ancak çevresel izleme, meteoroloji, harita hazırlama gibi askeri olmayan kullanımlar için tasarlanmış bir yapay uydu türüdür. Haberleşme uydularıysa iletişim amacıyla uzayda konuşlu olan suni uydular.
Uzay yarışının devam ettiğini belirten Türksat AŞ Genel Müdürü Cenk Şen, Türksat 5A'nın fırlatılmasının, Türkiye'nin bu yarışta yer aldığının somut örneği olduğunu söyledi.
Türkiye'nin şu anda 42 ve 50 derecelerde uyduları bulunuyor, Türksat 5A'nın ise 31 derecede hizmet verecek.
Bir diğer kullanım alanı, Savaş
Uydular, gündelik işler dışında birliklerle iletişim kurmak, istihbarat toplamak ve silahlara hedeflerini göstermek amacıyla da kullanılıyor. Bu uydular sadece “casusluk” yapmaya da yaramıyor. Güdümlü füzeler ve füze savunma sistemleri uydulardan gelen bilgilerle hareket ediyor. İnsansız hava araçları, savaş gemileri ve karadaki birlikler de uydulardan aldıkları bilgiler doğrultusunda yolunu buluyor.
Japonlar’ın Pearl Harbour baskını, Çin’in 1950 yılında Kore Savaşı’na girmesi, Sovyetler’in 1949 yılındaki atom ve 1953 yılındaki hidrojen bombası testleri ve Sovyetler açısından da Almanya’nın 1941’deki saldırısı askeri uyduların ortaya çıkışının temelini oluşturuyor.
1950’ler itibarıyla karşı tarafa dair bilgi toplamanın tek yolu (casusları ve taraf değiştirmiş ajanları saymazsak) U2 casusu uçaklarıydı. Ancak ABD, Sovyetler’in bu uçaklara er geç önlem alacağının farkındaydı. Bu nedenle 1955 yılında Başkan Eisenhower tarafından U2’lerin yerini alacak istihbarat uydusu programı başlatıldı.1958 yılında SCORE uydusunun yörüngeye yerleştirilmesiyle bu alandaki çalışmalar başlamış oldu.
Birçok başarısız girişimin ardından 1960 yılında, neden bu ismi verdiklerini bilmediğim, CORONA uydusu daha önce bilinmeyen 64 Sovyet hava üssünün varlığını tespit etti. Zaman içerisinde kullanılan teknolojiler aşamalı olarak geliştirildi ve 1961 yılında CORONA Sovyetler’in kıtalararası balistik füzelerinin sanılandan az olduğunu müjdeledi. Sovyetler de 1962 yılında Zenit-2 ile CORONA’ya cevap verdi. Ancak Sovyetler’in ABD’ye bu alanda yetişmesi 10 yılı buldu. Yani CORONA, virüsünün dünyaya gelmesine daha uzun uzun seneler varken sadece bir istihbarat uydusu olarak zararsızmış hatta tamam, faydalı sayılabilir. :)
Günümüzdende virüs olan Corona ve uydu ile ilgili bir haber vermek de isterim, Nisan 2020'de Türkiye'nin ilk uydu yer gözlem istasyonu ve en geniş uydu görüntüsü arşivine sahip İTÜ UHUZAM'da ülkedeki bazı kalabalık ve işlek meydanlar, çok sık kullanılan ana yollar ve sahil yolları ile havaalanları, otobüs ve tren terminalleri uzaydan görüntülendi. Aşağıda İstanbulun yer aldığı bir bölgeyi görüyorsunuz. Salgın öncesi uydu fotoğraflarıyla karşılaştırıldığında Türkiye geneli kaydedilen görüntüler "evde kal" çağrılarına büyük oranda uyulduğunu gösterdi. Hatırlatmakta tekrar tekrar fayda var ki, "evde kal"maya devam etmeliyiz.

Savaş açısından uydu gelişmelerine devam edersek, Deneysel çalışmalara paralel olarak 1962 yılında ilk askeri uydu programı olan IDCSP (Initial Defense Communication Satellite) başlatıldı. 1967 yılında Vietnam Savaşı sırasında Vietnam’dan gelen bilgiler Hawaii’ye IDCSP uydularından biriyle aktarılıp bir diğeriyle Hawaii’den Washington’daki komuta kontrol birimlerine aktarıldı. Bu, askeri uyduların gerçek bir savaş ortamında ilk kullanımı oldu.
Körfez Savaşı askeri uzay sistemlerinin yoğunlukla kullanıldığı ilk savaş oldu. Bu savaşta yaklaşık 60 adet Batı dünyasına ait askeri uydu doğrudan görev aldı Sonrasında da Afganistan ve Irak savaşlarında uydulardan kapsamlı bir şekilde yararlanıldı.
Son olarak Kuzey Kore Başkanı Kim Jong - Un’un gizli planı uydu fotoğraflarıyla deşifre oldu. Güney Kore sınırına fazlasıyla yakın bir bölgede kurulan Yongbong - Ni askeri tesislerinin üzerinde duran uydunun gönderdiği fotoğrafta, Kim Jong – Un’un ilgili bölgeyi sürpriz bir şekilde yeniden saldırı için dizayn ettiği tespit edildi. (2018)
Eski ABD Başkanı Donald Trump Ağustos 2018’de Beyaz Saray’da yaptığı konuşmada “uzay kuvvetleri” kurmayı düşündüğünü açıkladı. “Uzaydaki hem askeri hem de sivil varlığımızı artırıyoruz ve bu nedenle bir uzay kuvvetleri kurmayı ciddiyetle düşünüyoruz” diyen Trump sosyal medyada oldukça fazla eleştiriye maruz kaldı. Ancak Trump’ı eleştirenlerin bilmediği bir şey vardı ki Uzayda hâlihazırda büyük bir savaş yaşanıyor. Binlerce kilometre ötemizde silahlı uydular savaşa hazır halde bekliyor; ABD, Rusya ve Çin arasında uzayın hâkimi olmaya yönelik gerilim her geçen gün kızışıyor.
Her ne kadar Trump, şu an ülkesinde darbe girişimine neden olmasıyla ve yerini Biden’a bırakmasıyla her şeyden çekilmiş olsada, siyasette isimler değişse de amaçların değişmeyeceği aşikar. Uzaydaki kontrolü ele geçirmek bu ülkeler açısından büyük önem taşıyor. Bunun temel nedeni, dünyadaki iletişim sistemlerinin ve bu sistemlerle iç içe olan ekonomi ile günlük aktivitelerin bağlı olduğu pek çok uydunun burada bulunması. Bu yüzden bu üç ülke kendi uydularını korumak ve düşman uyduları etkisiz hale getirebilmek için sayısız araştırma yapıyor.
Kendi Uydumuzu üretebiliyor muyuz?
Sanırım bu yazıda cevabını vermem gereken en kritik ve bilinmesi gereken soruda bu olacak. Tübitak Uzay'ın sitesinden aldığım aşağıdaki afiş Türkiye'nin uydu çalışmalarını özetler niteliktedir.

Rasat: Daha önce Türkiye'de tasarlanarak üretilen ilk yer gözlem uydusudur, 17 Ağustos 2011'de Rusya'dan fırlatıldı. Hiçbir sınırlama olmadan dünyanın her yerinden görüntü alabilen Rasat, bu görüntüleri TÜBİTAK Uzay'da bulunan yer istasyonuna iletiyor.
Rasat'tan elde edilen görüntüler haritacılık, afet izleme, akıllı tarım, çevre, şehircilik ve planlama çalışmalarında değerlendiriliyor. Uzayda görev yaptığı süre boyunca dünya üzerinde toplam 14 milyon 956 bin 200 kilometrekare alanın görüntüsünü çeken Rasat, 2 bin 716 görevi başarıyla yerine getirdi.
Tasarım ömrü 3 yıl olmasında rağmen 8 yıldır başarıyla çalışan Rasat, dünya yörüngesinde 40 bin 855 tur attı.
Rasat uydusu, güneşe eş zamanlı dairesel yörüngede, 700 kilometre irtifada bulunuyor ve 7,5 metre siyah-beyaz, 15 metre çok bantlı uzamsal çözünürlükte süpürçek kamerayla görev yapıyor. Bu yazıdaki en önemsediğim soru bu oldu, çünkü bilmemizin kritik olduğunu düşündüğüm kısım tam olarak burası.
TURKSAT 6A, Türkiye’nin yerli olarak geliştirilecek ve bu alandaki yeteneklerimizi daha da ileri götürmeyi amaçlayan ilk haberleşme uydusu projesidir. 1994 yılında göreve başlayan TURKSAT 1B ve takip TURKSAT 1C, 2A, 3A ve 4A uydularından beri Türkiye bu alanda hizmet sağlamaktadır. Ancak bu uydular yabancı firmalardan temin edilmiştir. TURKSAT 6A projesinde ise TÜBİTAK UZAY, RASAT ve GÖKTÜRK-2 projelerinde kazanılan uzay alanındaki tecrübelerinden de faydalanarak, proje ortakları TUSAŞ, ASELSAN ve CTECH firmaları ile birlikte milli haberleşme uydu platformunu geliştirmektedir. Uydu, TUSAŞ kontrolündeki USET'te üretim faaliyetlerine devam ediyor.
TURKSAT 6A Projesi 15 Aralık 2014 tarihinde başlamıştır. Projenin toplam süresi 60 ay olarak planlanmıştır. Projede yörüngede görev yapacak olan uçuş modelinin yanı sıra yer testlerinde kullanılmak üzere sistem seviyesinde ilave modeller de geliştirilmektedir.
Uydunun genel özellikleri aşağıda verilmiştir.

İMECE: Türkiye’nin ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusu, T.C. Kalkınma Bakanlığının 2013 yılı yatırım programında yer alan uydunun son montajı Haziran 2020 de yapıldı, Testlerin başarıyla tamamlanmasının ardından( Eylül 2020 gibi) son üretim aşamasına geçilecek uydunun bu yıl uzaya fırlatılması planlanıyor.
İmece uydusunun Isıl Yapısal Yeterlilik Modeli (IYYM) montaj entegrasyon faaliyetleri, pandemi şartlarına rağmen 4 ay gibi kısa sürede başarıyla tamamlandı.
Bilsat: Uydunun, ÇOBAN ve GEZGİN adı verilen, iki görev yükü TÜBİTAK UZAY tarafından ve yerli sanayi katkılarıyla Türkiye'de tasarlanarak üretilmiş ve BiLSAT uydusuna yerleştirilmiştir.BiLSAT projesi, Türkiye'de küçük uydu teknolojilerini başlatmak, geliştirmek ve desteklemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. SSTL (Surrey Satellite Technology Limited) firması ile ortak olarak, küçük uyduların tasarımı ve üretimi için gerekli altyapı ve bir yer istasyonu kurulmuş ve Türkiye'nin ilk uzaktan algılama uydusu olan BiLSAT üretilerek 27 Eylül 2003 tarihinde yörüngeye yerleştirilmiştir.
Göktürk-1: Coğrafi kısıtlama olmaksızın Dünya üzerinde herhangi bir bölgeden askeri istihbarat amaçlı yüksek çözünürlüklü görüntü elde edilmesine imkan tanıyacak; aynı zamanda orman alanlarının kontrolü, kaçak yapılaşmanın takibi, doğal afet sonrası en kısa sürede hasar tespiti, ürün rekolte tespiti, coğrafi harita verilerinin üretilmesi gibi pek çok sivil faaliyet alanında da görüntü ihtiyacını karşılayacak bir uydu sisteminin tedarik edilmesi amacını taşır.
Hava Kuvvetleri Komutanlığının projesi olan Göktürk-1, TUSAŞ, ASELSAN, TÜBİTAK, ROKETSAN gibi Türk ortaklarının katılımı ve Thales Alenia Space sorumluluğunda geliştirildi.
Göktürk-1 uydusu, 5 Aralık 2016’da TSİ 16.51'de Fransız Guyanası'ndaki Koruou Fırlatma Merkezi'nden fırlatıldı.
Gözlem amacıyla kullanılan Göktürk-1, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) hedef istihbaratına yönelik uydu görüntüsü ihtiyacını karşılıyor. Hem sivil hem de askeri uygulamalar için çok yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri sağlıyor.
70 kilogram kütleye ve 0,50 metre çözünürlüğe sahip Göktürk-1, Güneş eş zamanlı görev yapıyor ve ömrü 7 yıl olarak öngörülüyor.
Göktürk-1 uydusunun tasarım ömrünün 2025’te dolması bekleniyor. Bu yüzden Türkiye Göktürk-1 uydusunun yerini alacak Göktürk Yenileme Gözlem Uydusu Projesi’ni başlattı.
Göktürk-2: TSK ve kamu kurum/kuruluşlarının görüntü ihtiyacını karşılamak amacıyla bir adet 2,5 m çözünürlüklü görüntü sağlayabilen uydu ve görüntülerin alınacağı, işleneceği ve uydunun kontrolünün yapılacağı bir adet yer istasyonu geliştirilmesi projesidir.18 Aralık 2012'de başarıyla yörüngesine yerleştirildi ve halihazırda yüksek çözünürlüklü imgeler iletmektedir(Göktürk-1'e kıyasla daha düşük çözünürlüktedir.)
Peki, kendi uydumuzu kendimiz fırlatabilecek miyiz? Bu konuda cevabı bilmiyorum ama bahsetmem gerekenin Roketsan olduğunu biliyorum.
ROKETSAN: Roketsan, Savunma Sanayii İcra Komitesi kararı ile “Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) roket ve füze ihtiyaçlarının karşılanması, ülkemizde roket ve füze tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi konularında lider bir kuruma sahip olunması” amacı ile 14 Haziran 1988 tarihinde kurulmuştur.
Roketsan, uydu fırlatma sistemi geliştirilmesi kapsamındaki çalışmalarını, 2007 yılından beri sürdürüyor. 2008 yılında kurulan Uydu Fırlatma Sistemleri Tasarım Birimi, Türkiye’de, uydu fırlatma sistemleri ile ilgili faaliyetlerin yürütülmesi için savunma alanında faaliyet gösteren şirketler bünyesinde oluşturulan ilk yapılanma olarak öne çıkıyor.
Türkiye’nin uzaya bağımsız erişiminin sağlanması amacıyla geliştirilecek Mikro Uydu Fırlatma Sistemi (MUFS), Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile Roketsan arasında, 2018 yılında imzalanan sözleşme kapsamında Roketsan tarafından geliştirilecek. Sözleşme ile başlatılan MUFS Geliştirme Projesi tamamlandığında, 100 kilogram ve altındaki ağırlığa sahip mikro uyduların, irtifası en az 400 kilometre olan alçak dünya yörüngesine yerleştirilebilmesi kabiliyeti kazanılacak. Roketsan, proje ile Mikro Uydu Fırlatma Aracı’nın geliştirilmesinin yanı sıra test ve üretim tesisleri ile fırlatma üssünün kurulumunu da gerçekleştirecek.
Yazıda bahsi geçen ve kaynaklarımda kullandığım diğer önemli şirketlerden de kısaca bahsetmek isterim:
TÜBİTAK UZAY: Uydu sistemlerinin tüm yapısal, ısıl ve optik analizleri yapılmakta, tasarım, üretim, montaj, bütünleştirme ve testleri gerçekleştirilmektedir. Ayrıca bundan sonra yürütülebilecek uzay projeleri kapsamında kritik olacakları öngörülen üretim teknikleri, malzeme teknolojileri, test ve ölçüm düzenekleri, özel mekanizmalar ve kendiliğinden açılabilir yapılar gibi birçok alana yönelik araştırma çalışmaları sürdürülmektedir.
ASELSAN: Sivil ve askeri kullanıcıların uydu haberleşme, keşif ve gözetleme, seyrüsefer alanlarındaki ihtiyaçlarının karşılamasına yönelik Uydu Görev Yükleri ve Uydu Yer Sistemleri çözümlerini milli ve özgün olarak oluşturmakta, yer destek ekipmanı tasarım ve üretimi, yer istasyonu kurulumu, görev yükü montaj, entegrasyon ve test hizmetlerini yörüngede test dahil olmak üzere vermektedir.
ASELSAN'ın uzay alanındaki altyapısını güçlendirmek ve dışa bağımlılığını azaltmak amacıyla nitelikli insan kaynağına ek olarak Isıl Vakum Odaları ile 100.000 (ISO 8) ve 10.000 (ISO 7) sınıfı temiz odaların kurulumlarına yönelik yatırımlar gerçekleştirilmektedir.
STM: Geliştirdikleri uydu platformları ile hem operasyonel uydu görevlerine hizmet etmeyi, hem de Türkiye’de uzay teknolojileri için geliştirilen ürünlere tarihçe kazandırmayı hedefliyor, uzaktan algılama ile elde edilecek uydu verilerine ihtiyaç duyan yerli/ yabancı kurum ve kuruluşlara bu alanda hizmet sağlamak da öncelikleri arasında yer alıyor. STM kendi geliştirdiği yazılım araçları ile görev tasarım / analizi yapma, Uzay standartlarına uyumlu uydu tasarımı ve analizi, Temiz oda ortamında uydu entegrasyonu ve testleri gibi çalışmaları var Uydu ve uzay alanında.
Airbus D&S: TURKSAT 5A’yı yapmak dışında şirket 50 yıldan uzun süredir uzaydan gelen büyük soruları yanıtlamaya ve uzay araştırmalarını ilerletmeye yardımcı oluyor. Elektronik bileşenlerden tam telekomünikasyon röle platformlarına, bilimsel uydulara ve mürettebatlı uzay araçlarına kadar uzanan güvenilir sistemler sağlayarak, uzay gemilerini gezegenlere göndermek için teknoloji geliştiren Airbus, müşteriler ve dünya çapındaki programları için çözümler sunar.
Özet olarak, Uydu teknolojilerinin kullanımında ve üretiminde artık Türkiye de söz sahibi. Uydu üretimi yapıyor olmamızın yanı sıra bunları askeri veya meteoroloji alanında kullanıyoruz, uydularımızı kiralayabilecek konumdayız. Ancak daha yapacak çok şeyimiz olduğu ortada. SpaceX diye bir firma çıktı ve NASA’nın bile önüne geçti, yapılamayacak bir şey söz konusu olamaz.
Küresel ölçekte baktığımızda da AIRBUS’ın sitesinde bahsettiği gibi İnsan ekonomimizin Dünya yörüngesinin ötesine genişlediği ve herkesin uzayın değerinden yararlandığı bir gelecek bizi bekliyor.
Uzay yarışı başlamamış, yeryüzünün gördüğü en büyük savaşlardan biri yeni atlatılmışken ve henüz AIRBUS kurulmamışken(1970) yıllar önce Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün söylediği gibi (1925) İstikbal göklerdedir.
Fırlatmayı izlemek isterseniz, video:
Yazan: ESRA ÖZGÜVEN
KAYNAKÇA:
https://www.technologic.com.tr/uydular-ne-ise-yarar/21919/.html
https://youtu.be/NGmmsGDgRXU
https://www.youtube.com/watch?v=h8mpuoeZLeI&t=5506s
https://www.bthaber.com/uydular-gelecege-isik-tutmaya-devam-ediyor/
https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/turkiyenin-uzaydaki-filosu-genisliyor-40297234
https://tr.wikipedia.org/wiki/Yer_g%C3%B6zlem_uydusu
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrksat_2A
https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/turksat-5a-daha-fazla-kapasiteyle-yeni-yorungede-faaliyete-baslayacak/2045324
https://www.trthaber.com/haber/bilim-teknoloji/turkiyenin-uzaydaki-gozleri-rasat-gokturk-1-ve-gokturk-2-411599.html
https://uzay.tubitak.gov.tr/tr/uydu-uzay/turksat-6a
https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/milli-uydu-imecenin-son-montaji-yapildi-testleri-basliyor/1864557
https://uzay.tubitak.gov.tr/tr/uydu-uzay/imece
https://uzay.tubitak.gov.tr/tr/uydu-uzay/bilsat
https://uzay.tubitak.gov.tr/tr/uydu-uzay/gokturk-2
https://www.tusas.com/urun/gokturk-2
https://www.tusas.com/urun/gokturk-1
https://www.savunmasanayiidergilik.com/tr/HaberDergilik/Turkiye-nin-uzaydaki-gozu-Gokturk-1
https://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6kt%C3%BCrk-1
https://www.aselsan.com.tr/tr/cozumlerimiz/uzay-teknolojileri
https://www.investors.com/news/war-in-space-why-the-us-has-never-been-more-vulnerable-despite-spacex-wins/
Uydu Savaşları,STM Teknolojik Düşünce Merkezi, TREND ANALİZİ EKİM 2018, sayfa 3-4
https://www.ntv.com.tr/galeri/seyahat/corona-virusun-turkiyeye-etkisi-uzaydan-goruntulendi,hqlESq09rkC7SC54wFvuFQ/71ukHDRim0qdh6YSHRqXNw
Comentários